31 Ocak 2016 Pazar

MERHABA!

   Aslında kendi ajandana bir şeyler karalarken her şey daha kolaymış, son iki saatte yazıp yazıp sildiklerimden bunu anladım. Alt tarafı bir blog değil mi? Zaten okumayacaklar. Bir saniye, ya okurlarsa? Ya birden yazılarım patlar ve gözümü açtığımda kendimi Beyaz Show'da bulursam? (Yazar burada kendi kendine bir kahkaha patlattı ve sonra neden bu kadar güldüğünü anlamaya çalışırken ağlamaya başladı.)

   Hayır özel günümde falan değilim.Bu benim serseri serbest stilim - burayı silip silmemek konusunda çok çeliştim biliyorum çok iğrençti-. Neyse, merhaba! Okuyan, okuyacak, okumaya üşenecek herkese hepinize. Sanırım düzenli olarak buradayım artık. Karmaşık duygularımla beraber size anlatacaklarımız var. (Neyse ki ağlamayı kestim ve damla sakızlı pastamdan bir çatal daha aldım. A101'e yeni gelmiş tavsiye ediyorum supanglelerin yanında hemen dolapta. 8,45' ti yanlış hatırlamıyorsam gb* )

   İlkokulda nasıl ilk hafta ders işlemiyorsak ben de ilk yazımda sizi çok boğacak konulara girmek istemiyorum. Yani sanırım. Belki de şuan pasta yediğim için bu kadar pozitif şeyler yazabiliyorum. Akşamları yazdığım yazılarda kesinlikle bu benden eser olmuyor.

   Ben kim miyim? Ben karayım. Duygu karmaşaları içinde boğulan, bir gülüp, beş ağlayan... Hepimiz gibi. İnsanların dertlerini dinlemeyi seven onlara yardım ettiğinde mutlu olan... Fakat bazen enayi gibi hissetmiyor değilim. Misal; herhangi biri sizin omzunuzda ağlayıp kötü günlerini atlattığında iyi günlerinde sizi unutup başkalarıyla gülüyor sonraki kötü gününe kadar sizi arayıp sormuyorsa kendinizi enayi ilan edebilirsiniz. O yüzden ben enayiyim. Aslında ağlamak istiyorum, bende bir omuzda ağlamak istiyorum bazen fakat yapamıyorum. Çünkü her zaman yanındayım demelerinizin yalan olduğunu biliyorum. Aynaya anlatıyorum. Ben her zaman yanımdayım. Yanımda olmak zorundayım Allah kahretmesin. Ben bile zorunda olduğum için yanımdayım kimi kandırıyorum ki? (Yazarın pastası bitmiş ve hafiften melankoya bağladığını hissettiği anda bastı kahkahayı, gerizekalı.)

   Neyse ilk yazıdan uzun tutmamam gerekiyormuş, yoksa okunmazmış. Bloğu açmadan önceki yaptığım araştırmada yazıyordu. Kendinize iyi davranın cankoçlar. İkinci yazıda görüşmek üzere, duygularınıza hakim olun!