1 Şubat 2016 Pazartesi

Grip Olan İnsandan Çok Garip Olan İnsan Var;

Başımda dayanılmaz bir ağrı var. Kalkıp majezik içmeye de üşeniyorum. Üstüne başımda sürekli konuşan bir afacan var. Plastik bardakları üst üste dizip yüz bininci kez yaptığı kuleye de bakıp 'ay ablacım çok güzel olmuş aferin' dedikten sonra başladım yazmaya...

   İlk yazıma uludağ sözlükteki bir kaç yazar arkadaştan çok güzel tepkiler aldım. Gerçekten kimsenin okumayıp, geçeceğini düşünürken böyle tepkiler almak beni çok çok mutlu etti. Okuyup beğenen, beğenmeyen herkese o güzel gözlerini  yorduğu için çok teşekkür ederim. (Yazar bu cümleyi yazdıktan sonra acaba beğenmeyenlere teşekkür etmese miydim veya onların gözlerine güzel demese miydim diye biraz düşündü bizde yalan yok gb*) Sürekli yazasım geliyor öyle böyle değil, fakat geçen yazımda da dediğim gibi bloğu açmadan önceki yaptığım araştırmalarda ilk başlarda -çok tanınmazken- sürekli yazı yayınlamak doğru değilmiş. Bende bu yazıyı yazdıktan sonra büyük ihtimal taslaklara kaydedip yarın yayınlayacağım. Neyse artık yavaş yavaş gelelim mi asıl mevzulara cankoçlar?

   Aslında yarın saat beşte kalkıp, hastaneden sıra almam gerekiyor ki saat on veya on bire doğru bana sıra gelsin. Bu kadar yoğunluk ilk düşündüğünüzde kulak burun boğaza gideceğim izlenimi verebilir. Malum domuz gribi yaygın bu ara, dikkat edin kendinize zeytin yağı için öyle dedi Canan hanım. Gerçi ben tereyağı yiyin demesini beklerdim fakat böyle diyorsa da vardır bir bildiği. (Yazar burada kesinlikle Canan teyzeyle dalga geçmemiştir hatta kendisi de onun diyetlerini uyguluyor yalan yok.)
Bak konu yine dağıldı. Ne diyordum, ülkemizde grip olan insandan çok garip olan insan var. -güzel söz oldu yaz bunu kenara.- Bende o garip insanlardanım. Uzun lafın kısası kullandığım antidepresanın dozunu yükseltmek için psikiyatriden randevu almam gerekiyor. Zira 50 mg sadece beynimin sol lopunun yarısını mutlu etmeye yetiyor sanırım. Çünkü ben hâlâ o geçimsiz, o huysuz, o sinirli kızım.

   Dün üstteki paragrafta bırakmışım yazmayı, bugün tabi ki sabahın köründe kalkıp gitmedim sıra almaya. Biraz gezdim dolandım bugün. Ama gün boyu içimde sanki bir şeylerin eksik olduğunu, eksik kaldığımı hissediyorum.Size de oluyor mu ? Uzaklara dalıp gidiyorum. Ne düşündüğümü bile bilmeden, bomboş... Bazen de kendimi kilitliyorum sanki. Bir şey anlatıyorlar ve ben de bomboş bakıyorum. Bugün pek yazan tarafımdan kalkmadım sanırım. Sizi sıkmamak için bu yazıyı da burada bırakıyorum. Umarım beğenirsiniz. Kendinize iyi davranın cankoçlar. Duygularınıza hakim olun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder